bugün

entry'ler (1292)

emin çölaşan

mamak cezaevine 80 darbesinden sonra roportaj yapmak için girip methiyeler düzebilen bir yazar. paşam öyle bir anlatmış ki, içeri giresim geldi a k.

http://www.taraf.com.tr/h...-guzel-idam-hucreleri.htm

ulan taraftan link vermek de varmış şu üç günlük sözlük hayatında.

siyasi partiler kanunu

eğer türkiye'de bazı şeylerin sorunu demokrasi eksikliği ve bu sorunların çözümü daha fazla demokrasi ise* herşeyden evvela değişmesi gereken kanun, siyasi partileri genel başkanın iki dudağı arasına bırakan bu kanundur.

ancak değişmesi pek mümkün görünmüyor. zira bunu dillendiren bile yok. olmaması da normal, çünkü bu yasadan şikayet eden yegane kesim parti içi muhalefet olur her zaman. o muhalif hareket eskaza parti liderliğini ele geçirirse, bu sefer bu yasadan duyduğu rahatsızlığı unutmaya, verdiği imkanlarla yepyeni bir parti kadrosu kurmaya başlar.

bu yüzden yasayı değiştirebilecek olanlar dışında herkesin şikayetçi olduğu bu yasa, yasayı değiştirebileceklerin işine yaradığı için değişmeden kalır.

fethullah gülenin demokrasi yıldızı olduğu gerçeği

benim zoruma giden muteber bir din adamının ve cemaatinin başlı başına böyle bir iddiası olmasıdır. islami bir kaide mi bu demokrasi? namazdan sonra demokrasi geliyor da biz mi bilmiyoruz islamda? islam şahlanış dönemlerini demokrasi ile mi yaşamış ki, demokrasi bir din adamının, mütedeyyin bir camianın tek derdi olabiliyor?

istedikleri şeyleri islam adına değil de, demokrasi adına isteyenlerin herhangi bir isteğinin dini bir kılıfı nasıl mümkün olabilir? demokrasiyi o kadar aşkın bir kavram hale getirmenin, adeta islamın altıncı şartı yapmanın nasıl bir mantığı var? allah adına istemekten mi çekiniyorsunuz?

hülasa, demokrasi kavramına biat etmeden "islamda demokrasi yoktur, islam demokrasiden daha fazlası vardır" diyebilen islamcılara hasret kaldık vesselam.

tasavvuf ve kuralları

tasavvuf sadece mevlevilik/semadan ibaret değildir. kendine has farklı kolları mevcuttur, nakşibendilik bunlardan en fazla bilinenidir. şimdi nakşibendilik tarikat diyecek olan müptezeller çıkacak ki, tasavvuf ile tarikat iç içedir.

tasavvufun özü edeptir. elif şafak ve türevleri kitaplardan tasavvufun posasını okuyup tasavvuf öğrendiğini zannedenlere bir not, tasavvufun özünde şeriattir. tasavvufta seyr-i sülük için farzları yapmak yetmez, her an allah'la beraber olmak gerekir. yani namaz, oruç vs. nin yanında virdi, rabıtası, hatme-zikirleriyle, allah yolunda ilerleme sağlamak amaçtır. mürşid-i kamil'in nazarı altında bu yol tamamlanmaya çalışılır.

6 eylül 2010 mhp kurucular kurulu açıklaması

referandum meselesinde ülkücü hareket üzerine fazlasıyla yalan haber yapılıyor, habere göre bu da onlardan biriymiş;

http://www.etikhaber.com/content/view/90768/28/

Hayrettin Başeğmez, Ahmet Özsoy, Mehmet Küçükince, Ali Sağır haberi yalanlamışlar. mehmet küçükince bir de yazılı çaıklama yapmış;

"Milliyetçi Hareket Partisi'nin Temmuz 1983 ilk kurucu üyelerindenim. 50 yıldır çizgimde hiç değişiklik olmadı. Türkiye sevdalısı olup, yurdumuzun bölünmez bütünlüğüne ve bayrağımıza hep sahip çıktım. Nesillerim de aynı duyguyu yaşamaktadır. Durum böyle olmakla beraber; kendisini sevmediğim çizgisini tasvip etmediğim Ramiz Ongun, 06/09/2010 tarihinde çeşitli haber sitelerinde kendisine koltuk değneği olarak beni de işaret etmiştir. Bir kere belki yüzünü Tercüman Gazetesinde genel koordinatör iken 19-20 yıl önce gördüğüm şahsın benimle sanki müşterek hareket etmişiz gibi evet bezirganlığına çıkması her türlü vicdan ve ahlak kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.

Bu esef verici durumun tarafınızdan bilinmesinde fayda mülahaza ettiğimi, maksadını aşan bu keyfi durumun benimle ilgisi olmadığını ifade eder, saygılarımı sunarım.(iST.06/09/2010)

Not: Görüşüme göre, diğer kurucu arkadaşların da bu emrivaki durumdan haberleri yoktur.

Yeminli Mali Müşavir
Mehmet KÜÇÜKiNCE"

6 eylül 2010 mhp kurucular kurulu açıklaması

tüm paketi birden oylatarak toplumu karpuz gibi ortadan ikiye bölen referandum tartışması herhalde ki hiç bir camiayı ülkücü hareket kadar bölmemiştir. mhp'nin bu referandumda bu kadar keskin bir tavır alması çok yanlıştı, hareketi bölmekten başka bir işe yaramıyor. sağolsun genel merkez "gel hasip gel, meclisin renklerini tamamlayalım" derken dtp'lilere gösterdiği şefkati eski-yeni öyle veya böyle kendisini ülkücü olarak niteleyen insanlara göstermemekte ısrar etmenin yanında, bir çoğu için ağza alınmayacak hakaretler kullanıyor. hiçbir hareketin ülkücü hareket kadar kolay adam harcamadığını biliyorduk, lakin ülkücü müsveddeleri, ülkücü bozuntuları gibi ithamlar genel merkezin bakış açısına göre partiye ve harekete ne kazandırıyor merak ediyorum. ya da sayın kurucular kurulu üyeleri, haklı olarak chp'nin ayrılıkçı kürt hareketi ile geçmiş temaslarına bakarak bölücülükle suçluyorsunuz, fakat akp'nin ayrılıkçı kürt hareketiyle temasını görmezden mi geliyorsunuz? habur skandalını kim yaşattı bu ülkeye? açılım politikalarını başlatarak türk ile kürtün arasını hiç olmadığı kadar ayrıştıran kim? akp'nin bölücülüğü chp'ninkinden evla mıdır?

birden ortasında kaldığımız anayasa tartışmasında akp'den çok evet'çilik, chp'den çok hayır'cılık yapmanın ne anlamı var? evet diyenleri hain, hayır diyenleri statükocu ilan etmenin ne faydası var? evetin de hayırın da kendine göre çok çeşitli gerekçeleri olabilir, ve bunların hiçbiri de birbirinden evla değil. kadınlara pozitif ayrımcılığın türk toplum yapısını bozabileceği düşüncesi ile hayır denebilir, milletvekilliğinin düşürülmesi kaldırıldığı için hayır denebilir, yerindelik denetimi kaldırıldığı için hayır denebilir. ya da çok çektiğimiz yüksek yargı yapısını kırmak için evet denebilir. zaten kısa süreli bir değişiklik, başvekil 2011'de yeni anayasa muştusunu da verdi zaten, bir, bir buçuk yıllık bir süre için mi bu kadar yaygara?

ifrata kaçmayın, 13 eylül'de birbirinizin yüzüne bakacağınızı unutmayın.

kurtlar vadisi pusu

yeni sezon fragmanlarını ülkü ocaklarına hazırlatmışlar izlenimi doğursa da, doğru değildir. ocaklar bile daha profesyonel çalışıyor. verin ocaklara daha iyi bir prodüksiyon ortaya çıkar. ben kefilim.

referanduma evet diyen insan modeli

aynı tablo diyarbakır'da boykot edicem diyenlere sorulduğunda da, izmir'de hayır diyecem diyenlere sorulduğunda da ortaya çıktı.

-boykot ediyoruz
+neden?
-çünkü işte yani, kürtler geçmiyor içinde. he yani.

hayır diyen de aynı tepkiyi veriyor;

-hayır diyoruz
-neden?
-çünkü akp çok reröro, irticayı getirecekler, iran olacağız.

churchill haklı arkadaş. "demokrasiye karşı en büyük argüman ortalama bir seçmenle yapılacak beş dakikalık sohbettir". türk seçmeni lan işte, hangi biri maddelere göre hüküm verecek sanki? kim yığınları daha iyi maruz bırakırsa o kazanacak.

"yığın düşünmez, maruz kalır"- cemil meriç.

sonuç tahmini; %55-60 arası evet çıkar.

domuz etinin yenmeme nedenleri

tek bir sebep;

öyle emredildiği için.

ötesini aramanın mümin için bir manası yok. dünyanın en faydalı yiyeceği de olsa haramsa haramdır arkadaş, yok ötesi işte.

bir ideolog olarak çelik erişçi

ulusalcı akımın en ünlü ideologlarından çelik erişçi'nin yeterince su yüzüne çıkartılmayan yüzüdür. yandaş medya üstada yeterince yer ayırmıyor tabi.

adam yazmış arkadaşım; yumuşakçalar ve diplomasi.

http://www.kitapyurdu.com...?id=80458&sa=63598539

diller ister istemez terennüm ediyor;

artık devir değişti
e tabi çelik de değişti...

not: bu entryi dongi dongi dinlerken yazıyorum. dongi dongi dongi dongi...

pelin batu nun domuz eti haram değil demesi

hadislerde ayetler gibi numara var sanan bir cahilin din hakkında ahkam kesmesidir. aynı programda şu konuşma geçmiştir bardakçı ile aralarında.

- xxx numaralı hadiste..
- hadislerde numara yoktur.
- !'^+%
- o sizin okuduğunuz kitapta numaralandırılmıştır.
- neyse, haliyle ingilizce bir kitaptan okuyodum, orda numaralandırılmış.

neden "haliyle" ingilizcesinden hadis okuduğunu ben de anlamadım.

tc nin kıbrıs a barış götürdüğünü sanan sefil

işte bizim devirmcilerimizin samimiyeti buraya kadar. ulan arkadaş kıbrıs barış harekatı olduğunda rum yönetiminin başında faşist bir papaz vardı. adam hem faşist, hem papaz. bak işin içinde hem din var hem de faşizm var. yani senin nefret etmen gereken herşey mevcut. daha ne bok yemeye türk tarafına laf çakıyosun be adam?

devlet bahçeli

en son 2007'de star habere çıktığında "ferdi tayfur dinliyorsunuz değil mi efendim?" sorusuna "uzun yolda iyi gidiyor" dediğinden beri canlı yayına çıkmamasının daha hayırlı olacağını düşünüyorum bazı bazı. kamyoncu musun mına koyim, ne uzun yolu?

entry takip

20 gündür bekleyen şikayetim var benim bu fasilitede. hala bekliyor anasını satayım. hayır, doğru değilse doğru şikayet değil de kapat, niye 20 gündür bekler ki?

herkesin gammaz olmasından sonra baya bir yavaşladı.

matando cabos

başlığı görünce aklıma geldi mınakoyim, son partı indirecektim. murat menteş tavsiye etti diye bi bakalım dedik, pek övdü. yalnız murat reyize gönül koydum, insan bir de torrent linki ekler tavsiye yazısına. neyse rapidden buldum indiriyorum son 22 mb lik kısmı da. izleyince karalarız bişeyler daha.

(bkz: bir korsancının itirafları)

türkiye nin başkenti diyarbakır olmalıdır

-türkiye'nin başkenti diyarbakır olmalıdır.
+neden?
-turunçgil yetişiyor orda.
+peki.

kılıçdaroğlunun başörtüsüne özgürlük getirme vaadi

en kolay yolu partiye külliyen kapatması.

ülkücü yeminindeki inanılmaz mantık hatası

"inanılmaz mantık hatası" arayan müptezelleri bir hata yapıp ciddiye alıp cevap verecektim. "tamam hepsi türkçe ama neden o zaman türk dünyası kendi arasında rusça ile anlaşıyor?" kısmını okuyunca vazgeçtim.

bilgehan

yahu arkadaş sen öyle bir başlık açıyosun, binlerce insana alenen orospu diyorsun, ondan sonra saygılı cevap bekliyosun bir de. arkadaşım siktirin gidin, çok ciddiyim siktirin gidin. insanları çileden çıkarmayın.

başlığı açandan daha fazla ceza alırsa, sikerim sözlüğünüzü.

ekşi sözlükten daha samimi olduğumuz gerçeği

(img:#15075)